Bugün, 20 Nisan 2025 Pazar
Vizyon belediyecilikte yarışan şehirler arasında artık dünyada geride kalınamayacağını belirten Türel, “Bununla ilgili birçok başarılı adım AK Partili belediyeler tarafından atılmaya başlandı. Ancak muhalefet belediyeleri maalesef bu yarışta çok geride kaldılar. Bu yönetim 5 yılda bir tane kavşak yapmadı.. Alt geçitlerde bir karış su birikmiyordu. Maalesef 60 ve 70’li yıllardaki ideolojik belediyecilik saplantılarından kendilerini kurtaramadılar” dedi.
Cumhur İttifakı Konyaaltı Belediye Başkan Adayı Durali Kolpak’ın ev sahipliğinde organize edilen ‘Antalya Hakkında Akademik Söyleşi’ programı, AK Parti MKYK Üyesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Menderes Türel’in katılımıyla gerçekleşti. Antalya’nın altyapı ve sosyal alandaki sorunlarını masaya yatıran Türel, aynı zamanda belediye başkanlığı döneminde kentin yaşam kalitesini artırmak ve sürdürülebilir kalkınma için attığı adımları katılımcılarla paylaştı. AK Parti Konyaaltı İlçe Başkanı Tayfun Bayar ve çok sayıda partilinin katılımıyla Mr. Bee Kafe’de gerçekleşen programda konuşan Türel, “Artık belediyelerin önüne yeni bir hedef olarak vizyon belediyeciliği çıktı. Bu vizyon belediyeciliği ile artık şehirler arasındaki yarış, ülkeler arasındaki yarışı geçti. Londra ve New York yarışıyorsa, Paris ile Barcelona yarışıyorsa Antalya da bu yarışın içerisinde önde olan illerden olmalı” dedi.
BAYAR: ARTIK KASABA GÖRÜNÜMÜNDE
Programın açılış konuşmasını yapan AK Parti Konyaaltı İlçe Başkanı Tayfur Bayar, en iyisini yapmak için yola çıktıklarını belirterek, “İnşallah 1 Nisan sabahında da hep birlikte hizmete başlayacağız” dedi. Konyaaltı adayı Durali Kolpak da, “Burada yapılması gerekenlerin yapılmadığını gördüm. Bu yüzden aday oldum. Konyaaltı, deniziyle, plajlarıyla dünyaca ünlü bir ilçemiz. İç Anadolu Bölgesi’ne kar yağarken burada kış mevsiminde bile denize girilebiliyor. 90’lı yıllarda bazı bölgelerine imar yapılmış ama imar sorunları, mülkiyet sorunları bulunan, sit alanları gibi hiçbir problemi çözülmemiş ve artık kasaba görünümünde bir ilçe. Belediye bu problemleri çözemiyor, çözemeyince de koltukta vakit geçiren bir belediye olmuş” ifadelerini kullandı.
KOLPAK: YÜKLÜ BİR BORÇLARI VAR
İmar sorunu çözülmüş olan parsellerin de satıldığını vurgulayan Kolpak şöyle devam etti: “Çözülmüş olan parselleri de sattılar, bitirdiler. Belediyeciliği de eser yapmadan, Konyaaltı’nın kültürüne, sosyalleşmesine hizmet etmeden gittiler. Devlet memuru gibi atamayla geldiler, atama bittikten sonra gidecekler, vatandaşa karşı da sorumlulukları yok. Yeni gelen bir aday da kendisine dahi oy vermeyen bir belediye başkanı, hiçbir köyün sorunlarını bilmiyor. Burası, bu belediyeden ibaret değil. 39 mahallesi var, Torosları, yaylaları var. Ve hepsinin kendine özgü sorunları var. Bunları bilmeyen hiçbir vatandaşa hizmet edemez. Görev bittikten sonra hesap verecek kimse olmadığı için de hizmet yapmaz. Zaten belediye şu anda batık bir durumda. Bankada oldukça yüklü borçları var. İşçi emekçinin borçlarını ödeyemez duruma geldiler. Konyaaltı’nı tanımayan adamın yapacağı hizmet bu kadar olur. İnşallah biz 1 Nisan’da belediye başkanlığını kazanırsak, dostlarımızla güzel bir meclisle Konyaaltı’nı tanıyanlarla birlikte güzel bir belediyecilik yapacağız.”
TÜREL: BU BELEDİYECİLİK ÖMRÜNÜ TÜKETTİ
Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde vizyon projeleriyle Antalya’ya eşik atlatan AK Parti MKYK Üyesi Menderes Türel ise Türkiye’de belediyeciliğin adım adım ilerlerken Konyaaltı Belediyesi’nin geride kaldığını kaydetti. 60’lı 70’li yıllarda şehirler küçükken, ideolojik belediyecilik kavramı olduğunu hatırlatan Türel, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Belediyeler ve şehirler zaten küçük, o belediyelerin içerisinde tanıdıklar, eş, dost gibi personel istihdamı için kullanılan bir aracı kurum olmuş. Şehirler büyüdükçe belediye başkanları için başarılı olma konusunda sürdürülebilir bir imkan olmaktan çıktı. Şehirler büyüdü, nüfus büyüdü. Böylece ömrünü tüketen ideolojik belediyecilik, bu büyüyen şehirlerle daha sonra kendisini başka bir aşamaya taşıdı, o da altyapı belediyeciliği. Altyapı belediyeciliği bu büyüyen şehirlerde bir sorun yumağı olarak insanların karşısına çıktı. Kanalizasyon, yağmur suyu drenaj kanalı, arıtmalar, yollar ciddi bir sorun olunca 80’li yıllarda bu kavram literatüre girdi. Belediyeler kendileri altyapı hizmetleri noktasında iyi bir noktaya taşımaya gayret gösterdi. Bu belediyecilik modelinde belediyeler kısmen de bir şeyler yapmaya başlayınca gelişen toplum ve şartlar bu kez sadece altyapı belediyeciliği değil, başka ihtiyaçların da giderilmesi gibi bir durumu ortaya çıkardı.”
‘AVRUPALILARI BİLE KISKANDIRIR HALE GELDİ’
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla belediyeciliğimize üçüncü bir kavram olarak ‘sosyal belediyecilik’ girdi. Bu dertlinin yanında olmak, fakir fukaranın, ihtiyaç sahibi olanın derdine derman olmak, yoksulun yok olanın yanında, onların ihtiyaçlarını gidermek gibi bir anlayıştı. Tabii ki bu önceki kavramların unutulmasını gerektirmiyor. Artık o da kanıksandı. Bu noktada sosyal belediyecilikle ilgili Türkiye, lider bir ülke haline geldi. Türkiye’nin ortaya koyduğu sosyal belediyecilik adına yapılan yatırımlar Avrupalıları bile kıskandırır hale geldi. Sosyal belediyecilikte biz dünyada bir numaralı konumda olduğumuzu söylersek, inanınız çok da fazla abartmış olmayız. Ve artık belediyelerin önüne yeni bir hedef olarak vizyon belediyeciliği çıktı. Bu vizyon belediyeciliği ile artık şehirler arasındaki yarış, ülkeler arasındaki yarışı geçti. Londra ve New York yarışıyorsa, Paris ile Barcelona yarışıyorsa Antalya da bu yarışın içerisinde önde olan illerden olmalı.”
‘5 YILDA BİR TANE KAVŞAK BİLE YOK’
“Burada vizyon projelerle dünyanın gerisinde kalmamak gibi bir derdimiz vardı. Çöpümüzden elektrik üreten bir tesisi kurduk. Yurt dışından birçok isim sırf burayı görmek için Antalya’ya geldiğini söyledi. Konyaaltı Sahil Projesi, Boğaçayı Projesi gibi projeler görsel ve sosyal ihtiyaçlarımız için önemliydi ama bu vizyon belediyecilikte de yarışan şehirler arasında artık dünyada geride kalamayız. Ve bununla ilgili birçok başarılı adım AK Partili belediyeler tarafından atılmaya başlandı. Ancak muhalefet belediyeleri maalesef bu yarışta çok geride kaldılar. 60 ve 70’li yıllardaki ideolojik belediyecilik saplantılarından kendilerini kurtaramadılar. Böyle olunca onların yönettiği şehirler, bir milim ilerlemez oldu. 2014-2019 arasında bize milletin desteği, Allah’ın izniyle 32 kavşak yapmak mümkün oldu. Son 5 yılda yapılan bir tane kavşak bile yok. Üniversitenin önündekini yaptık diyorlarsa kusura bakmasınlar onun finansmanı da benim tarafımdan masada bırakıldı, projesi de ihalesi de benim tarafımdan yapılmıştı. Raylı sistem yapmak durumunda oldukları için finansmanı başka yere kullanamayacak olduklarından dolayı yaptılar. Keşke bizim yaptıklarımızın bakımını, temizliğini, onarımını yapabilselerdi. Biz Antalya’da 2004 senesinde ilk 6 ayda 5 tane kavşağı tamamladık. Bunlar Meydan, Şarampol, Güllük ve Mevlana gibi kavşaklardı. Ondan sonra devam ettik.”
‘ALT GEÇİTLERDE BİR KARIŞ SU BİRİKMİYORDU’
“Antalya’nın yağmuru hepimizin bildiği bir gerçek. Biz bu kavşakları yaparken bu yüzden yağmur suyu drenaj kanallarını mühendislerin hesapladığı ölçeklerin iki misli büyüklükte yaptık ki Antalya’nın yağmuru hakikaten yüksek düzeyde olduğu için bu tedbirleri almaya çalıştık. Geçtiğimiz günlerde gördünüz, bizim yaptığımız kavşaklar ağzına kadar su doldu. Maalesef bir vatandaşımız da hayatını kaybetti. Yağan yağmurun miktarı metrekareye 300 kilogramdı. Ben kendi dönemimde 409 kilogram yağmur gördüm. Biz daha yoğun bir yağmura şahitlik ettik. Peki, daha şiddetli yağmurlarda alt geçitlerde bir karış su birikmiyordu. Şimdi ne oldu da o kavşakların içi su doldu. Siz evinizdeki lavabonun giderini temizlemezseniz, o giderden su gitmezse lavabo taşar. Ben her Eylül, Ekim ayında o kavşakların ve yağmur suyu kanallarının ızgara temizliği yapılması için ASAT Genel Müdürü’nün ensesinde boza pişirirdim. Benden sonra 5 senelik süreçte bir tane rögar temizliği ihalesi yapılmamış. Daha sonra bununla ilgili ihale yaptıklarını söylediler. Sonra baktık ki, yaptıklarını söyledikleri ihale, rögar temizliğiyle ilgili araç alım ihalesi. Hayatları milleti kandırmakla, bahane üretmekle geçti. Onlar ‘çok laf, az iş’ dediler, biz onu tersine çevirmiştik. Ve hep bu prensiple çalıştık. O yüzden yaptıklarımızın bakımını onarımını yapsalardı, Antalya bugün pek çok sıkıntıyı yaşamaz olurdu.” /İLERİGAZETEM.COM
