Bugün, 10 Mayıs 2025 Cumartesi

ANTALYA'DA COĞRAFİ İŞARETLER İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ.. ‘TESCİL ŞART’

ANTALYA

Hacısüleyman, birçok geleneksel Türk ürününün ise hâlâ tescillenmediğine dikkat çekerek, “Zaten bizim demekle bu işler olmuyor. Kültürel miras ancak resmileştirildiği zaman gerçek bir değer haline gelir” dedi.

Türk mutfağının bugün Avrupa’da “yerel lezzet” olarak sunulduğunu belirten Hacısüleyman, birçok geleneksel Türk ürününün ise hâlâ tescillenmediğine dikkat çekerek, “Zaten bizim demekle bu işler olmuyor. Kültürel miras ancak resmileştirildiği, korunup geliştirildiği zaman gerçek bir değer haline gelir” dedi. 

Antalya Coğrafi İşaretler Zirvesi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman ile Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu’nun ev sahipliğinde başladı. ATSO, YÜciTA ve Akdeniz Üniversitesi Coğrafi İşaretler Uygulama ve Araştırma Merkezi (AciMER) iş birliğiyle düzenlenen zirve, alanında uzman akademisyenler ile sektör temsilcilerini bir araya getirdi. Zirvenin açılışına, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, ilçe kaymakamları, belediye başkanları, oda ve borsa başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda akademisyen katıldı.

‘KÜLTÜREL MİRASIMIZI TESCİLLEYEREK GELECEĞE TAŞIMALIYIZ’

Zirvenin açılış konuşmasını yapan ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, coğrafi işaretli ürünlerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel egemenlik açısından da büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Bugün burada sadece Antalya için değil, ülkemiz için de çok kıymetli bir konuda bir araya geldik. Hem geçmişten gelen değerlerimizi konuşuyor hem de bu değerlerin geleceğe nasıl taşınabileceğini tartışıyoruz” dedi. Uzun yıllar turizm sektöründe görev yaptığını hatırlatan Hacısüleyman, geçmişte kısıtlı imkânlarla Almanya ve Avusturya gibi pazarlarda Türkiye’nin tanıtımını yapmaya çalıştıkları döneme değinerek, “O dönemlerde ulaşım bile sınırlıydı. Ancak buna rağmen bazı ürünlerimiz kültürümüzün simgeleri haline gelmeyi başarmıştı. Almanların ‘Türkiye’ denince aklına gelen şiş kebap örneği, bunun en çarpıcı göstergesi” diye konuştu. Antalya’nın deniz, kum ve güneşle özdeşleşmiş bir kent olduğunu hatırlatan Hacısüleyman, bu algının artık yerini daha geniş bir turizm vizyonuna bırakması gerektiğini ifade etti. Coğrafi işaretli ürünlerin bu çeşitliliğin önemli bir parçası olduğunu söyleyen Hacısüleyman, “Sürdürülebilir ve yerel değerlere dayalı bir turizm anlayışı geliştirmeliyiz” diye konuştu.

SADECE ÜRETMEK YETMEZ

Geçtiğimiz günlerde Antalya’ya gelen Dünya Turizm Konseyi Başkanı ile yaşadığı bir anıyı da aktaran Hacısüleyman, “Kendisine Antalya usulü kabak tatlısı ikram ettik. ‘Kabak mı, tatlı mı?’ diye sordu önce şaşkınlıkla. Ancak tattıktan sonra hayran kaldı. Bu bize gösteriyor ki kültürümüz çok güçlü ve etkileyici. Ama bu değerleri sadece üretmek yetmez; onları pazarlamak, tescillemek ve korumak da bizim görevimizdir” ifadelerini kullandı. Konuşmasında coğrafi işaretli ürünlerin kırsal kalkınmaya sağladığı katkıya da dikkat çeken Hacısüleyman, “İnsanlar kendi bölgelerinde üretip değer oluşturdukça kentlere göç etmek zorunda kalmaz. Bu da sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluşturur. Ananelerimizin tariflerini, dedelerimizin sofralarını sadece hatıralarda değil, ticaretin ve kültürel iletişimin bir parçası haline getirmeliyiz” dedi. Hacısüleyman, otel ve restoranlarda yerli mutfağın daha çok ön plana çıkarılması gerektiğinin altını çizerek, “Yabancı mutfaklara yer verirken kendi mutfağımızı ikinci plana atamayız. Çünkü mutfağımız sadece bir yemek listesi değil, geçmişin mirasıdır” şeklinde konuştu.

‘ZATEN BİZİM DEMEKLE OLMUYOR’

Osmanlı döneminden Viyana’ya taşınan tariflerin bugün Avrupa’da “yerel lezzet” olarak sunulduğunu belirten Hacısüleyman, birçok geleneksel Türk ürününün ise hâlâ tescillenmediğine dikkat çekerek, “Zaten bizim demekle bu işler olmuyor. Kültürel miras ancak resmileştirildiği, korunup geliştirildiği zaman gerçek bir değer haline gelir. Bu mesele sadece bir ekonomik kazanç değil, kültürel kimliğimize sahip çıkma meselesidir” diye konuştu. Coğrafi işaretlerin gastronomi turizmi ve kırsal kalkınma üzerindeki olumlu etkilerine de dikkat çeken Başkan Hacısüleyman, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Artık dünya genelinde turistler bir destinasyonu ziyaret ederken sadece doğal güzelliklere veya tarihi eserlere değil, aynı zamanda yerel mutfak deneyimlerine de büyük önem veriyor. Gastronomi turizmi, küresel turizm içinde en hızlı büyüyen alanlardan biri haline geldi. Örneğin Türkiye’de gastronomi turizmine yönelik harcamalar, toplam turizm harcamalarının yüzde 18’ini oluşturmaktadır. Fransa’da bu oran yüzde 22, İtalya’da yüzde 20 düzeyindedir. Bu veriler, yerel lezzetlerin turizm gelirlerine yaptığı katkıyı açıkça ortaya koyuyor.”

COĞRAFİ İŞARETLER İÇİN ÖDEV

Zirvenin açılışında konuşan Vali Şahin, coğrafi işaretli ürünlerin sadece tescil edilmesinin yeterli olmadığını belirterek, “Belediyelerimiz, kaymakamlıklarımız, odalarımız ilçelere göre görev bölüşümü yapmalı. Tüm kurumlar bu 'ev ödevi'ni yerine getirmeli. Antalya'nın tarım ürünleri ve kültürel değerleriyle yüzlerce potansiyel ürünü var. Geçmiş geçmişte kalmasın, geçmiş tanımlansın geleceğe aktarılsın" dedi. Antalya'nın bu alanda mevcut durumunu yeterli bulmadığını belirten Şahin, “Saha taramasına göre elimizde 70'e yakın potansiyel ürün listesi var. Bu ürünleri hem tescilleyeceğiz hem de ekonomik değere dönüştüreceğiz. Antalya olarak biz ilk üçte yer almaya alışığız, bu konuda da hak ettiğimiz yere çıkacağız" diye konuştu

KIRSAL KALKINMA VE YEREL İSTİHDAM VURGUSU

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise coğrafi işaretli ürünlerin yalnızca bir isim değil, kültürün, tarihin ve emeğin temsili olduğunu vurguladı. Böcek, “Antalya, Türkiye'nin örtü altı tarımının yarısını karşılıyor. Biz sadece tarımı değil, onun kültürel mirasını da korumaya çalışıyoruz. Coğrafi işaretler sadece bir ürünün adı değildir. Üretildiği bereketli toprakların kültürünü, tarihini, üretim bilgisini ve emeğini temsil eden çok kıymetli bir kimliktir” dedi. 

 ‘TOPRAĞIMIZA SAHİP ÇIKMALIYIZ’

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ise coğrafi işaretli ürünlerin geleceği için tarım arazilerinin, suyun ve doğanın korunmasının önemine dikkati çekti. Özkan, “Evet, tarhanayı tescilleyebiliriz ama domates yetişecek toprak kalmazsa neye yarar?" ifadelerine yer vererek, üniversitenin coğrafi işaretler merkezinin bilimsel rehberlik görevini üstlendiğini söyledi.

‘EKONOMİYE KATKI SAĞLAMASINI İSTİYORUZ’

Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, “Antalya, coğrafi işaretler alanında hem ürün zenginliği hem de farkındalık düzeyi açısından öncü kentlerimizden biri. 16 sene önce tescilli coğrafi işarete sahip ürün sayımız ancak 109’du. Bugün bu rakam bin 700’ü geçti. 700’e yakında başvurumuz var” dedi. Coğrafi işaretler konusunun TOBB’un uzun süredir önem verdiği, takip ettiği ve desteklediği bir alan olduğunu kaydeden Çandır, “Bizler de bu değerlerin yok olup gitmesini değil, aksine büyümesini, tanınmasını, ekonomiye katkı sağlamasını istiyoruz” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, YÜciTA’nın çalışmaları, coğrafi işaretlerin yerel kalkınmaya etkisi ve kültürel mirasın korunmasındaki rolü üzerine bir konferans verdi. Tekelioğlu, coğrafi işaretlerin yalnızca ticari markalar değil, aynı zamanda kırsal ekonomilerin güçlenmesi açısından da kritik önem taşıdığını belirtti. Zirvede, Antalya ve ilçelerine ait coğrafi işaretli ürünler konuklara ikram edilerek tanıtımları yapıldı.



  • Cumartesi 30.7 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Pazar 29.1 ° / 18.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 28.7 ° / 15.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı