FIRTINA KATLİAMI ORTAYA ÇIKARDI.. 'DOĞA ALANYA'YA CEZASINI KESİYOR'

Alanya’da sahillerin omurgası sayılan yalı taşlarının kırılarak üzerinin kumla kapatıldığı fırtına ile ortaya çıktı. Damlataş bölgesinde 2 gün etkisini sürdüren fırtına, deniz seviyesindeki dalgalarda büyük artışa neden oldu. Kleopatra Plajı’nda dalgalar nedeniyle kumun çekilmesiyle yalı taşlarının kırık hali gün yüzüne çıktı. Yaşanan olay, kıyı yapılaşmasının ve doğal dengeye müdahalenin getirdiği riskleri bir kez daha gündeme taşıdı.

'DOĞA ALANYA'YA CEZASINI KESİYOR'

Yeni Alanya Yazarı Diş Hekimi Feyzi Açıkalın, yalı taşlarının kırılmasıyla ortaya çıkan manzarayla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Konuya ilişkin Dim TV’ye konuşan Açıkalın, “Sorun sadece Alanya’ya özgü değil. 2 gündür Türkiye’nin kıyı şeridini tahribata uğratan bir olay yaşandı. Karadeniz Ereğli’den başlayarak İzmir, Antalya’ya kadar her yeri su bastı denildi. Ancak su basmadı. Deniz kendine ait olan yerleri geri aldı. Bu da nasıl çarpık bir kıyı yapılaşmasının süregeldiğini ortaya koydu. Bu yeni olan bir olay değil, yıllardır süren, doğayı hiçe sayan kıyı yapılaşmasının bir sonucu. Alanya’nın Damlataş bölgesinden Mahmutlar’a kadar olan bütün kıyılara yapılan, nasıl ruhsat verildiği anlamadığım tesislerin hepsini su bastı. Oralar hazine arazisi ve kıyının bir parçası. Buralara asla izin verilmemeliydi. Alanya Tersanesi hiç dalga almaz. Tersaneyi yapanlar orayı yıllarca gözlemledikten sonra yapmışlardır. Alanya’da çok eskiden beri kumsalın kullanımına yönelik popüler bir politika izleniyor. Kumsala ait olan yerler doldurularak dolgu yapılıyor ve halka açılıyormuş gibi yapılıyor. Bu son derece yanlış. Tabi daha kötüsü turizm tesislerinin denizi dolgularla bölüyor olması. Kıyı düzeninin bozuluyor olması Alanya’daki sorunların başlıca nedeni. Kıyı ile oynadığınız andan itibaren kıyı cezasını veriyor. Kum kaybolmaz, kıyı kenar çizgisi içinde dolanır. Kum alışverişini keserseniz buna benzer olaylar yaşanması normal. Dinek'ten itibaren Avsallar’a kadar olan otellerin kıyı katliamı yaptığını görüyoruz. Damlataş’ın bu duruma gelmesinin en büyük sorumlusu buna izin verenler. Bu duruma itiraz etmeyen halk da suçlu. Bu konuda duyarlı olmak lazım. Damlataş’ta yaşanan olay zaman zaman tanık olduğumuz bir durum. Şiddetli rüzgar ve fırtına ile dalgaların aşındırmasıyla alttaki yalı taşları ortaya çıkabiliyor. Yalı taşları Akdeniz’in Toroslar’dan inen kireçli suyun tuzlu su ile birleşmesi sonucu bir çimento. Yalı taşları kıyıyı ve kıyı kenar çizgisini tutar, kıyı erozyonunu engeller. Yalı taşlarını yıllardır kırıyorlar. Daha önce kırılan yalı taşlarını bırakıp üzerlerini kumla kapamışlar. Doğa da bize cezasını kesiyor. İnşaat ve emlak sektöründe yaşanan kriz sonrası Alanya’nın ana ekonomik girdisi turizmin önemi daha fazla anlaşıldı. Turizmin olmazsa olmazı doğayı yani denizi, kumsalı, ormanı korumaya yönelik politikaların geliştirilmesi ve koruyucu önlemlerin arttırılması zorunluluğu bir kez daha anlaşıldı” ifadelerini kullandı.

 ‘AKILLANMIYORUZ’

Çevreci kimliğiyle de tanınan Yeni Alanya Yazarı İsmail Haboğlu ise "Türkiye’nin en güzel coğrafyasında yaşıyoruz ama kıymetini bilmiyoruz. Kıymetini bilmediğimiz gibi bir de üstüne katlediyoruz. Bu yalı taşlarını kıran, bunların sonucunu bilmiyor. Kendisine bir menfaat sağlamadığı gibi kendisi de çok büyük zarar görecek. Doğanın dengesini bozuyorlar. Bu dengeyi bozduğunuz zaman çok daha büyük rahatsızlıklar olacak. Deniz daha çok rahatsız edecek o işletmeleri. Maalesef akıllanmıyoruz” diye konuştu. /YENİALANYA - Ramazan ÖZDEMİR