İŞTE 5G VE ARDINDAKİ FIRSATLAR.. TÜRKİYE DİJİTAL ALTYAPISINI GÜÇLENDİRİYOR

İŞTE 5G VE ARDINDAKİ FIRSATLAR.. TÜRKİYE DİJİTAL ALTYAPISINI GÜÇLENDİRİYOR

Teknoloji ve dijitalleşme alanında; 5G ve yapay zeka odaklı projeler geliştirmeye odaklanan Türkiye, 4,5G hızından yaklaşık 10 kat daha hızlı olan 5G teknolojisini 2026 yılında ülke genelinde hizmete sunmayı planlıyor.

Teknoloji ve dijitalleşme alanında; 5G ve yapay zeka odaklı projeler geliştirmeye odaklanan Türkiye, 4,5G hızından yaklaşık 10 kat daha hızlı olan 5G teknolojisini 2026 yılında ülke genelinde hizmete sunmayı planlıyor. Konuyla ilgili Sabah.com.tr'ye dikkat çeken değerlendirmelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadi Evren Şeker, 5G'nin sadece bir mobil internet teknolojisi olmadığını, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek devrim niteliğinde bir fırsat olduğunu belirtti.

Türkiye, 2026'da kullanıma sunulması planlanan 5G teknolojisi ile yeni bir döneme girecek. Bu yeni teknoloji, Türkiye'nin dijital dönüşüm sürecine önemli katkılar sağlayacak. Peki bu katkılar neler olacak? İstanbul Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadi Evren Şeker, "Türkiye, bu teknolojiyle kendi kaderini yazabilecek güce sahip" diyerek Sabah.com.tr'ye açıkladı.

TÜRKİYE, 5G İLE DİJİTAL ALTYAPISINI GÜÇLENDİRİYOR

Türkiye, 2026'da 5G teknolojisini ülke genelinde kullanıma sunarak dijital dönüşümde önemli bir adım atmayı hedefliyor. Eğitimden sağlığa pek çok sektörde devrim yaratacak olan 5G, 4,5G'den yaklaşık 10 kat daha hızlı internet bağlantısı ve düşük gecikme süresiyle kullanıcısına daha etkili bir hizmet sunacak. "Türkiye, bu teknolojiyle kendi kaderini yazabilecek güce sahip" diyen İstanbul Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sadi Evren Şeker, Türkiye'nin dijital dünyaya doğuştan adapte olabilen milyonlarca gençle dolu olduğuna dikkat çekerek, "Bugün mobil internet kullanım oranı %80'i aşmış durumda. Bu, Türkiye'nin 5G devrimini en hızlı benimseyebilecek ülkelerden biri olduğu anlamına geliyor. Yeni nesil yazılım geliştiriciler, yapay zeka mühendisleri, blokzincir girişimcileri bu teknolojiyle küresel arenada dev firmalarla rekabet edebilir. Türkiye, sadece tüketen bir dijital ekonomi değil, üreten bir teknoloji gücü haline gelebilir." dedi.

"5G, TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİRECEK DEVRİM NİTELİĞİNDE BİR FIRSAT"

5G destekli akıllı fabrikalar, robotik üretim sistemleri ve nesnelerin interneti (IoT) ile Türkiye sanayisinin küresel rekabette bir adım öne geçebileceğini ifade eden Şeker, 5G ile donatılmış fabrikaların %30 daha verimli üretim yaptığını ve %40 enerji tasarrufu sağladığını belirterek, "Türkiye'nin ihracat gücünü artıracak bu dönüşüm, ülkeyi sanayide dijitalleşmenin merkezi yapabilir." dedi.

Türkiye'nin dijital bağımsızlığının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Şeker, "Siber güvenlik tehditleri her geçen gün artarken, Türkiye'nin kendi 5G altyapısını geliştirmesi artık bir seçenek değil, bir zorunluluk. Türkiye, yabancı şirketlerin altyapısına mahkum olmadan kendi güvenli dijital geleceğini inşa edebilecek potansiyeldedir. Milli teknoloji yatırımımız olan ULAK projesi, ASELSAN, HAVELSAN gibi şirketlerin yerli 5G çözümleri geliştirmesi, ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak ve veri güvenliğini sağlayacaktır. " diye konuştu.

"Gelecek şimdi yazılıyor ve Türkiye, bu gelecekte lider olmak için tüm potansiyele sahip" diyen Şeker, konuya şu sözlerle dikkat çekti: "Dünya değişiyor, dijital çağ hızla şekilleniyor. Kazananlar, yenilikleri erken benimseyenler olacak. 5G, sadece bir mobil internet teknolojisi değil, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek devrim niteliğinde bir fırsat."

KIRSAL ALANLARDA 5G ERİŞİMİ

"Türkiye'nin geleceğini hayal ederken, yalnızca şehirleri değil, en ücra köşeleri de kapsayan bir dijital devrimden bahsediyoruz" diyen Prof. Dr. Şeker, bugün Türkiye'de baz istasyonlarının yalnızca yarısının fiber optik bağlantıya sahip olduğunu, kırsalda 5G'nin etkin çalışabilmesi için bu oranın en az %80'e ulaşması gerektiğini belirtti. Fiber altyapı olmadan, 5G'nin kırsal alanlarda sadece bir hayal olarak kalacağını belirten Şeker, Türkiye'nin genişleyen fiber optik şebekesi, kırsal bölgelerde dijital erişimi mümkün kılmak için kritik bir öneme sahip olduğunu ve. süreç hızlandırılmazsa, şehirler ve kırsal bölgeler arasındaki dijital uçurumun daha da derinleşebileceğini söyledi.

Kırsal alanlarda uydu tabanlı ve hava destekli çözümlerin hızla entegre edilmesi gerektiğini söyleyen Şeker, TÜRKSAT'ın geliştirdiği milli uydu projelerinin, düşük yörüngeli internet sistemleri ile entegre edilerek en ücra köylerin bile yüksek hızlı internete ulaşmasını sağlayabileceğini ifade etti.

Şeker, Türkiye'nin tarımda dünya devlerinden biri olabilecek potansiyele sahip olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin verimli toprakları ve geniş tarımsal alanları var. Ama sorun şu ki, birçok çiftçi hala geleneksel yöntemlerle üretim yapıyor. 5G destekli tarım teknolojiler ile çiftçiler artık hassas sulama, akıllı gübreleme ve drone destekli ilaçlama gibi yenilikleri kullanabilecek. Bu sadece çiftçilerin işini kolaylaştırmayacak, aynı zamanda tarımsal üretimi yüzde 50'ye kadar artırabilecek. Kendi kendine yetebilen, hatta dünya pazarına tarım ihracatı yapan bir Türkiye için 5G tarımda devrim yaratacak bir güç olabilir."

5G İLE BİRLİKTE SİBER GÜVENLİK POLİTİKALARI NASIL GÜNCELLENECEK?

Her yeni teknolojik atılımın fırsatlar kadar riskleri de beraberinde getirdiğini ifade eden Şeker, 5G'nin veri bağımsızlığı ve ulusal stratejilerin yeniden şekillendiği bir dönemin başlangıcı olacağına şu sözlerle dikkat çekti:

"5G'nin getirdiği "dağıtık mimari (distributed architecture)" ve "yazılım tanımlı ağlar (SDN)" sistemleri, merkezî güvenlik kontrolünün dışında, her bağlantı noktasının kendi içinde bir savunma mekanizması oluşturmasını gerektiriyor. Bu da demek oluyor ki, Türkiye'nin sadece belirli merkezlerde değil, tüm ağ boyunca güçlü bir siber güvenlik altyapısı oluşturması gerekiyor. Ancak sadece donanım güvenliği yeterli değil. 5G'nin düşük gecikmeli ve geniş kapsamlı yapısı, siber saldırganlara yeni saldırı yüzeyleri oluşturuyor. Özellikle nesnelerin interneti (IoT) cihazları, yapay zeka destekli tehdit tespit sistemleri olmadan ciddi bir güvenlik açığı yaratabilir.

"YAKINDA ÇOK ÖNEMLİ HABERLER ALACAĞIMIZI TAHMİN EDİYORUM"

Bu noktada, Türkiye'nin siber güvenlik operasyonlarının merkezi olan USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) devreye giriyor. 5G ile birlikte artan tehdit yüzeyine karşı, USOM'un 7/24 aktif tehdit analizi yaparak kritik altyapıları koruması, Türkiye'nin siber güvenlik stratejisinin temel taşlarından biri haline geldi. Yapay zeka destekli saldırı tespit sistemleri ve büyük veri analitiği kullanılarak, 5G ağlarına yönelik anlık saldırılar önceden tespit edilip bertaraf ediliyor. Türkiye, USOM'un proaktif tehdit istihbaratı sistemleri ile, 5G güvenliğini uluslararası düzeyde koruyabilecek kapasiteye ulaşmayı hedefliyor."

TÜBİTAK BİLGEM, HAVELSAN ve BTK'nın bu teknolojiye önemli yatırımlar yaptığını anımsatan Şeker, "Dünya değişiyor. Dijital güvenliği sağlayanlar, geleceği kontrol edecek. Türkiye bu gelecekte teknolojiyi yönlendirenlerden mi olacak, yoksa dış tehditlere karşı savunma yapmaya çalışan bir ülke mi olacak? Karar, bugünden atılacak adımlarla belirlenecek. Bu konuda, ulusal anlamda, yakında çok önemli haberler alacağımızı tahmin ediyorum." dedi.

TÜRKİYE'DEKİ İNTERNET HIZLARI, DİJİTALLEŞMENİN ARTAN TALEPLERİYLE UYUMLU MU?

Bugün, dijitalleşme hızla yükselirken, internet altyapısının buna ayak uydurması bir zorunluluk haline geldi. Artık internet yalnızca bir lüks ya da eğlence aracı değil; eğitimden sağlığa, sanayiden finans sektörüne kadar her alanda dijital ekonominin belkemiğini oluşturuyor. Şeker, Türkiye'nin dünya sıralamasında sabit internet hızında 181 ülke arasında 111. sırada olduğunu, mobil internet hızında ise biraz daha iyi bir performansla, dünya geneliyle ortalama bir konumda olduğunu anımsatarak, Türkiye'nin gelişmiş ekonomilere kıyasla dijitalleşme yarışında büyük adımlar atması gerektiğini söyledi.

"Türkiye, internet altyapısını genişletmek ve hızlandırmak için gerekli potansiyele fazlasıyla sahip" diyen Şeker, Türkiye'de hanelerde internet erişim oranının yüzde 95,5'e yükseldiğini bireysel internet kullanım oranının ise yüzde 87,1'e ulaştığını belirtti. Şeker, bu rakamların geniş bir dijital ekosistemin oluştuğunun göstergesi olduğuna şu sözlerle dikkat çekti:

"Türkiye'deki internet kullanıcılarının büyük bir bölümü gençlerden oluşuyor ve bu kitle dijital dönüşüme hızla adapte olabiliyor. Bu, Türkiye'nin internet altyapısını geliştirdiğinde dijitalleşmede küresel rekabette hızla üst sıralara çıkabileceği anlamına geliyor."

Prof. Dr. Şeker, Güney Kore, Singapur, Japonya gibi ülkelerin, internet hızlarını artırıp dijitalleşme süreçlerini hızlandırarak küresel teknoloji devleri haline geldiğini anımsattı. Türkiye'nin de benzer bir yol haritası izleyerek, dijital çağda lider ülkelerden biri olma potansiyeline sahip olduğunu söyledi.

5G, KOBİ'LERE NE GİBİ FIRSATLAR SUNACAK?

Türkiye gibi geniş pazara sahip ülkelerde, dijitalleşmenin KOBİ'ler için sadece bir seçenek değil, büyümek ve ayakta kalmak için zorunlu bir dönüşüm olduğunu belirten Şeker, Türkiye'de e-ticaret hacminin 2023 yılında 1,85 trilyon TL'ye ulaştığına ve bu hacmin önemli bir kısmını KOBİ'lerin oluşturduğuna dikkat çekerek, dijital altyapıya yatırım yapan küçük işletmelerin artık büyük firmalarla aynı rekabet sahasında yer alabildiğini belirtti.

Prof. Dr. Şeker, 5G'nin devreye girmesiyle birlikte, KOBİ'lerin daha hızlı veri işleyerek üretim, lojistik, finans ve müşteri etkileşimlerini anlık olarak yönetebileceklerini ve başta üretim olmak üzere bütün süreçleri optimize edebileceklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Hızlı internetin, 5G'nin ve bulut bilişimin sunduğu avantajları değerlendiren işletmeler, önümüzdeki yıllarda sadece ulusal değil, küresel pazarlarda da yer edinme şansına sahip olacak. Dijital çağ hızla ilerliyor ve internet altyapısını en iyi kullanan işletmeler, rekabetin galibi olacak. Türkiye'deki KOBİ'ler için gelecek artık dijitalde."

5G CİHAZLARI VE ALTYAPI BİLEŞENLERİ NE KADAR YERLİ KAYNAKLARLA ÜRETİLİYOR?

Türkiye, 5G teknolojisine geçiş sürecinde yerli üretimi artırmak için önemli adımlar atıyor. Prof. Dr. Şeker, özellikle mobil haberleşme altyapısında yerli ürün kullanım oranının son yıllarda belirgin bir artış gösterdiğini, 2016 yılında yüzde 1'in altında olan bu oranın, 2021 yılında yüzde 33'e, 2024 yılında ise yüzde 40'a yükseldiğini söyledi.

Şeker, bu artışın, ULAK Projesi gibi yerli ve milli baz istasyonu üretimi girişimlerinin yanı sıra, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının mobil işletmecilere getirdiği yerli ürün kullanım yükümlülükleri sayesinde gerçekleştiğini belirterek, "Türkiye'de 5G teknolojisine geçiş sürecinde yerli üretim oranı artmakla birlikte, tam anlamıyla yerli ve milli bir 5G altyapısı için çalışmalar devam etmektedir. Büyük ihtimalle, Türkiye yine kendisine özel olarak 5.5G'ye geçerek dünyada farklı bir konuma oturacaktır." dedi. /SABAH.COM.TR