Türkiye, geçen hafta havacılıkta çok önemli bir gelişmeye şahit oldu. İstanbul Havalimanı’nda aynı anda üç uçağın kalkış yapması gibi çok zor bir operasyon gerçekleştirildi. Bu durum Avrupa meydanlarında gerçekleşen ilk, dünyada ise ikinci operasyon oldu. Ben geçen hafta, “Üçlü operasyonun görünmez kahramanları” başlıklı yazımda üç uçağın birden kalktığını, fakat başka üç uçağın aynı anda iniş yapması gerekirken, inemediklerini belirterek şöyle devam etmiştim. “Fakat ne yazık ki, bulut seviyesinin alçak olması nedeniyle Meteoroloji üç uçağın aynı anda inişini onaylamadı. Operasyon da biraz buruk sona erdi.” Meteorolojinin havacılıktaki önemini ve gerekliliğini vurgulayan bu üç satır meteoroloji çalışanlarının dikkatinden kaçmadı.
Onlardan ve yaptıklarından bahseden bu cümle üzerine, beni tam bir mail yağmuruna tuttular doğrusu. Değişik yerlerdeki resmi sivil ve askeri havalimanlarında görevli meteoroloji çalışanları meğer ne kadar dertliymiş ve doğrusu biz bundan habersizmişiz. Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) başta ulaştırma sektörü olmak üzere inşaat, adalet, eğitim, turizm, sağlık ve daha birçok alanda insan hayatına fayda sağlayan bir kamu kuruluşudur. MGM, çoğu teknik hizmetler sınıfında olmak üzere üç bin kişilik mevcuduyla tüm askeri ve sivil havalimanlarında, il ve bazı ilçelerde 7/24 görev yapıyor. Meteorolojini öneminden bahsederken özellikle askeri meydanlarda “Burada Komutan Meteoroloji’dir” yazılı ikaz levhaları aklımıza gelmektedir.
Çünkü askeri istihbaratın üç sac ayağından biri de meteorolojidir. Bunun örnekleri dünya tarihinde defalarca yaşanmış ve meteorolojiyi önemsemeyenler açısından felaketle sonuçlanmıştır. Havacılık meteorolojisi de bu nedenle fazla önem arz etmektedir. Havacılık meteorolojisi, hava araçlarının güvenli, etkili ve planlı bir şekilde uçuşlarını gerçekleştirebilmeleri için gerekli olan atmosferik verileri sağlayan bir daldır. Türkiye’de bütün havalimanlarından sorumlu otorite olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), havalimanlarında verdiği hizmetler için, üyesi olduğumuz Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı’ndan (EUROCONTROL) her yıl bir bedel almaktadır. Bu paranın önemli bir bölümünü bünyesindekilere, çok azını da MGM ile SHGM’ye vermektedir.
DHMİ, 2024’te EUROCONTROL’den gelen yaklaşık 650 milyon Euro hizmet bedelinin aslan payını, yani yüzde 95.6’sını kendisine ayırmakta, yüzde 3.8’ünü MGM’ye, yüzde 0.6’sını SHGM’ye vermektedir. Oysa Avrupa’daki emsal ülkelere bakıldığında 2022 yılında Meteoroloji Servislerine ayrılan oran yüzde 7 - yüzde 8 civarında olmuştur. Meteoroloji çalışanları uzun zamandır “Havacılık tazminatı" parasını alıyor. Alıyor da, alınan para çekilen zahmete değiyor mu? Sivil havalimanlarında yaklaşık 2800 TL, askeri meydanlarda çalışanlar da, havacılık sektörüne doğrudan katkısı olmaması nedeniyle yaklaşık 1400 TL tazminat almaktadır. Bu ödemeler de kuruma yeterince ve düzenli para gelmemesi sebebiyle iki ayda bir ödenmekte. Diyecekseniz ki alıyorlar işte daha ne istiyorlar? Evet alıyorlar ama DHMİ ve SHGM’dekilerle aralarındaki fark dudak uçuklatıyor.
Meteoroloji çalışanları bu konuda, “Eurocontrol bölgesindeki ülkelerin büyük bir bölümü Meteorolojiyi diğer seyrüsefer birimleri ile, özellikle de Brifing (AIM- Havacılık Bilgi Yönetimi/ AIS- Havacılık Bilgi Hizmetleri) ile eşdeğer tutarak, Eurocontrol gelirlerinden personeline bu çerçevede ödeme yapmaktadır. Oysa ülkemizde sivil havalimanında çalışan bir "Havacılık meteorolojisi tahmincisi" 2.800 TL, askeri meydanda çalışan bir "Havacılık meteorolojisi tahmincisi" ise 1.400 TL havacılık tazminatı alırken, başka ülkelerce eşdeğerimiz kabul edilen DHMİ’ye bağlı Brifing personeli, bize ödenen 2.800 TL'nin 50 katı, 1400 TL'nin ise 100 katı havacılık tazminatı almaktadır.
Ülkemizin dört bir yanında askeri ve sivil 76 havalimanı, 9 Radiosonde (Ravinsonde: Ölçüm cihazı) istasyonu ve farklı birimlerde 7/24 nöbet tutup en doğru hava tahminini yaparak havacılığın güvenliğini sağlamaya çalışan meteoroloji personeli maalesef seyrüsefer gurubunda olmasına rağmen üvey evlat muamelesi görmeye devam ediyor. Bürokratların bütün konuşmalarında "Görünmez kahraman" diye nitelediği "Havacılık meteorolojisi tahminci"leri, inatla ve de itinayla hep görmezden geliniyor. Mutlu yarınlar Türkiye’m.
————————————————————
DEVLET, İKİ B747-200B TAHSİS ETTİ.
TRUMP’IN FİLOSUNDA KAÇ UÇAK VAR?
ABD Başkanı Donald Trump, asıl işi emlakçılık olan zengin bir iş insanı. İkinci kez başkan seçilen Trump’ın şu sıralarda servetinin arttığı bir gerçek. Zenginlik göstergesi olan özel uçak merakı olan Trump’ın kaç uçak ve helikopterinin olduğunu merak ettim. ABD Başkanı, devletin tahsis ettiği, Air Force One adlı özel tasarımlı iki Boeing 747- 200B tipi uçak kullanıyor. Trump, iş başına gelince Boeing’in üreteceği 4 milyar USD’lik siparişi iptal ettirmişti. Trump’ın havacılığa ilgisi 1980’lere kadar uzanıyor. 90'lar ve 2000'lerin başında 757'den önce Boeing 727'ye sahipti.
Emlak ve eğlence kariyeri boyunca jetler ve helikopterler de kiraladı. Trump, kişisel kullanımının dışında 1980'lerde Trump Shuttle adlı bir havayolunu kısa bir süre işletmiş. 2025 itibariyle ABD Başkanı Donald Trump'ın holdingi Trump Organization, bir sabit kanatlı uçak - bir Boeing 757-200(tescil N757AF) - ve üç hava aracını içeren küçük ama lüks bir özel uçak filosuna sahip. Sikorsky S-76 helikopterlerinin yanı sıra Trump’ın şirketi ayrıca dünyanın en hızlı iş jetlerinden biri olan Cessna Citation X’e (N725DT tescili) sahipti. Trump, bu jeti Mayıs 2024’te Teksaslı emlakci Mehrdad Moayedi’nin şirketine sattı.
Trump, bu uçakları öncelikle kişisel seyahatler, halka açık gösteriler ve siyasi kampanyalar için kullanılıyor. Donald Trump’ın amiral gemisi uçağı, “Trump Force One” olarak da bilinen, 1991 yılı üretimi, çift motorlu, dar gövdeli Boeing 757-200. Sicile N757AF tesciliyle kayıtlı olan bu uçak, Florida’daki Palm Beach Uluslararası Havalimanı’nda (PBI) bulunuyor. Uçağın görünümü de diğer uçaklardan oldukça farklı. Gövde rengi siyah olan uçağın üstünde altın rengi “TRUMP” yazısı ve kuyrukta Amerikan bayrağı var. CNN’e göre, 2022’de 100 milyon dolarlık bir harcamayla tam modifiye edilen bu uçak, uçan bir ofis ve lüks bir konut olarak da hizmet veriyor. B757 tipi uçak, hem dış hem de iç tasarımındaki detaylarıyla Trump markasını temsil ettiği için anında tanınıyor.
Altın süslemeli siyah-beyaz boya şeması, başkanın lüks ve cesaret markasını yansıtıyor. Jetin İngiliz Rolls-Royce RB211 motorları bile Trump logosuyla süslenmiş. Uçak, başkanlık kampanyaları sırasında mobil komuta merkezi olarak kullanıldı ve Trump’ın statü ve hareketliliğinin sembolü oldu. Bazıları onun uçak seçimini tartışabilir, ancak Trump’ın bu uçağı çok sevdiğini ve bu nedenle yeni bir uçak almak yerine yenilemek için çok harcama yaptığını söylüyor. Birçok lüks otelle yarışabilecek olan Trump’ın 757’sinin içinde tam boy yatağı olan bir ana yatak odası, 24 ayar altın kaplamalı lavabolu banyo, yemek odası ve özel bir misafir odası bulunuyor. Oturma kapasitesi sadece 43 yolcuyla sınırlı olan bu uçak, ticari standartları aşan bir konfor sunuyor.
B757-200, ilk olarak 1980’lerin başında Boeing tarafından tanıtılan çift motorlu, dar gövdeli bir yolcu uçağıdır. Boeing 727’nin halefi olarak tasarlanan bu uçak, kısa pistlerde mükemmel bir menzile ve yüksek performansa sahip. Üretimi 2004 yılında sona ermiş olsa da, 757’ler sınıfının sevilen uçaklarından biri olmaya devam ediyor. Bu uçaklar ünlüler ve devlet başkanları arasında iş jeti olarak popüler bir seçenek. Boeing 757’ye ek olarak, Trump Organizasyonu’nun hepsi de VIP taşımacılık için üretilmiş Sikorsky S-76B helikopteri var. Güvenilirlikleri ve konforlarıyla bilinen S- 76’lar, öncelikli olarak havaalanları, golf sahaları ve emlak bölgeleri arasında bölgesel seyahatler için kullanılıyor.
Helikopterler, genellikle Trump logosu ve kırmızı, beyaz ve siyah boyalı özel tasarımlarla tamamlanıyor. Bunlar, New York, Florida ve biri de G-TRMP kaydı ile Birleşik Krallık’ta bulunuyor. Tüm bu helikopterler Trump’a kısa mesafeleri hızlı bir şekilde uçma esnekliği sağlıyor. Trump’ın şirketi, Mayıs 2024’e kadar dünyanın en hızlı sivil uçaklarından biri olarak bilinen süper orta boy bir iş jeti olan Cessna Citation X’e de sahipti.
N725DT tescil işaretiyle kayıtlı olan (DT, adının kısaltması) jet, saatte 700 mil hıza ulaşabiliyor ve 3 bin 400 deniz mili menzile sahip. Trump’ın uçak filosu siyasi ve ticari havacılık alanında, gökyüzünde en çok tanınan filolardan biri. Uçakları sadece hareket kabiliyetini değil, aynı zamanda küresel sahnede onun mesaj gücünü de çok iyi şekilde yansıtıyor.
(Simple Flight- Victoria Agronsky’ın yazısından derlenmiştir.)