Size bugün bir "Zübük"ten söz edeceğim..
Biliyorsunuz; Aziz Nesin in yazmış olduğu bir eserdir “Zübük”..
Kemal Sunal da güzel oynamıştı filminde..
Yeri gelmişken, her ikisine de Allah’tan rahmet diliyorum..
…
Bu bizim “Zübük” Antalya’da bir gazeteci-yazar..
Adı, Dursun Gündoğdu..
“Yazar” da, sadece “çıkarı”na göre yazar..
Memlekete, vatana-millete, insanlara, Antalya’ya fikren ve zikren fayda sağlayacak konulara asla girmez..
Yazılarının konusu “kişiler”dir ve “kişisel”dir..
“Duygusal” bağlantısı olan zat-ı muhteremlerin yanlışını-eksiğini hiç dile getirmez..
Onları o kadar çok sever ki, toz kondurmaz ve de kondurtmaz..
Duygusal bağ kurmaya çalıştığı kişilerden “karşılık” bulamazsa, yandı gülüm keten helva..
O kişileri yerden yere vurabilmek için “fırsatlar” yaratır, “bağlantılar” kurar, onu toplumun gözünde itibarsızlaştırabilmek için sinekten bile yağ çıkartır..
…
Örneğin, son yazısı..
Bir türlü “duygusal” bağ kuramadığı Ak Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin’i itibarsızlaştırmak için kayınçosu üzerinden “Fetöcü” damgası vurmaya çalışmış..
Ali Çetin kendini savunur, ben onu savunmak için yazmıyorum bunları..
Bu “Zübük”ün fikri yapısını anlamanız ve buna göre de yazdıklarını değerlendirmeniz için yazıyorum..
…
Bir insanın kardeşi, anası, babası veya akrabası “hırsız” ise, bu o kişinin de hırsız olduğunu göstermez, değil mi?
Efendim, Ali Çetin’in “kayınçosu” Fetöcü imiş, vay nasıl olur da kayınçosu Fetöcü olan biri Ak Parti’nin İl Başkanlığı koltuğuna oturtulurmuş..
“Hayat acıdır, biber de acıdır, demek ki hayat biberdir” gibi absürd bir sonuca ulaşan “Aristo mantığı”nın Antalya temsilcisi mübarek..
Kafa bu..
…
Öte yandan..
Hatırlayın, “Ben Ak Parti’li değilim, ben hiçbir partili değilim” diye defalarca yazdım, TV’lerde katıldığım ve yönettiğim programlarda söyledim, şimdi yine söylüyorum..
Ama, bu zat ve CHP’liler yazılarımdan o kadar rahatsızlar ki, beni “Ak Parti’li” gibi gösterip “yanlı yazıyor” algısı yaratma yarışı yapıyorlar..
Ben Ak Parti’li değilim ve bunu açık-seçik ifade ediyorum..
Bu partiden bir çıkarım olsa, bunu söyleyebilir miyim?
Bu zübük, CHP’nin bir üyesi..
CHP’nin yandaşı ve candaşı..
Sıkıyorsa, “ben CHP’li değilim arkadaş” diye yazsın da göreyim..
Diyemez, çünkü “duygusal” bağlarının kopacağından korkar..
…
Kaldı ki, Ak Parti’li veya bir başka partili de olabilirim, o da olabilir..
Önemli olan, gazeteci olarak “objektif” kalabilmektir..
Evet, ben CHP’yi ve CHP’lileri çok eleştiriyorum, ama karalamıyorum..
Ben “kişilerle” uğraşmıyorum, vatana-millete hizmet noktasında toplumu uyarma ve bilgilendirme görevimi yapmaya çalışıyorum..
İçlerinden bir tanesi de çıkıp “YALAN YAZIYORSUN” diyemiyor..
Hep dedikleri şey şu, “CHP’yi eleştiriyorsun da Ak Parti’yi niye eleştirmiyorsun?”
…
Yahu adamlar 102 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’ni her konuda tepeden tırnağa imar ettiler, ülkeyi dünyanın “hatırı sayılır” ülkeleri arasına çıkardılar, milleti eziklikten kurtardılar, müteşebbislerin ufkunu açtılar, düne kadar bayrak ipini bile dışarıdan alan ülkede yerli üretimi zirveye taşıdılar..
Eksikleri ve hataları vardır, olacaktır da..
Ama çalışan hata yapar, eksiklik yapar..
Ben bu adamların neyini eleştireyim?
CHP’li belediyeleri görüyoruz, görüyorsunuz, hadi eleştirmeyin..
Ben, gözlerini gelişmelere kapatmış böyle bir “Zübük”ün yazdıklarına inananlara üzülüyorum..
…
Gelelim, zurnanın “zırt” dediği yere..
Bu arkadaşım da (tıpkı bütün CHP’liler gibi) Atatürk maskesi takmaya bayılıyor..
Yazdıklarına bakarsanız..
Atatürk’ü o kadar çok seviyor ki; Allah’ın ve peygamberlerin bile eleştirilebildiği bir dünyada onu “kutsal, ulaşılamaz, eleştirilemez” bir varlık noktasına taşımaya çalışıyor..
“Olabilir, onun gözünde öyledir” demek istiyorsunuz..
Ama..
“Duygusal” bağ kurmaya çalışıp da başarılı olamadığı Antalya’nın “çok önemli” iş insanlarından biri bu “Zübük”ün Atatürk hassasiyeti için, “Atatürk’ü çok sever, ama banknotların üzerindeki Atatürk’ü sever” demişti..
Bunu boşuna söylemiş olabilir mi sizce?
…
Neymiş?
Ben, “Anıtkabir”le ilgili yapılan bir paylaşımı paylaşmışım..
O paylaşımda sosyal medyada bir kadın, “Çamlıca Tepesi’nde 63 bin kişilik cami, 3500 araçlık otopark, Yassıada’ya 1200 kişilik cami yapmanın mantığını anlayan var mı?” diye yazmış..
Amacı belli; yine din üzerinden Ak Parti’ye vuruyor..
Buna da biri şöyle cevap vermiş:
“Bir kişi için Ankara’nın en kallavi yerine 750 bin metrekarelik Anıtkabir inşa edip Keban Barajı’nın enerjisini oraya bağlamanın ve aylık 12 milyon lira masrafı olan 2 tabur askeri de boşuna orada esir etmenin mantığını çözünce soruna cevap vereceğim…”
…
Biri kendi değer yargılarına göre bir paylaşım yapmış, diğeri de kendi değer yargılarına göre bir cevap vermiş..
Cevapta, Atatürk’e karşı bir saldırı-eleştiri yok..
Kendi değer yargılarına göre yaptığı bu değerlendirme bana mantıklı geldiği için hoşuma gitti ve ben de paylaştım..
Vay efendim, Atatürk ülkeyi kurtarmış, bu kadarcık yeri çok mu görüyormuşuz..
Yahu burada Atatürk’e bir saldırı, eleştiri falan yok, yerini çok gören de yok, sadece dine saldıran birine çarpıcı bir cevap var, o kadar..
Bu CHP’li arkadaşlarım yedikleri her nanenin kokusunu unutturmak için “Atatürk”e sarılıyorlar ya..
İşte bizim Zübük de bunu yapıyor..
“Duygusal” bir bağ kuramadığı Ali Çetin’e “Fetöcü” damgası vururken, beni de Ak Parti yandaşı olarak gösterip ikimizi de itibarsızlaştırmaya, bu arada Atatürk üzerinden de “inandırıcılığını” arttırmaya çalışıyor..
…
Bakın, bu ülke insanı tarihiyle ilgili travmalar yaşıyor..
Bir tarafın anlattığı tarih ile bir tarafın hatta belgelerin ortaya koyduğu tarih birbirine tamamiyle zıt..
Bizim bu travmaları atlatıp gerçeklere, sadece gerçeklere ulaşabilmemiz için tarihimizle yüzleşmemiz, hatırlamamız, doğru bilgileri öğrenmemiz gerekiyor..
Türk milletinin, özellikle “tek partili dönem”le ve 100 yıl öncesiyle ilgili her şeyi doğru bilmeye hakkı vardır..
Yoksa, Batılı ülkelerin amacı olan “iç çatışma” kaçınılmaz olur, aman dikkat..
…
Aslında ben bu “Zübük”ün karın ağrısını biliyorum..
Duygusal bağlarla bağlandığı bir “Başkan”ı çok eleştiriyorum ya, onlar benden duydukları rahatsızlığı böyle dışa vuruyorlar..
Akılları sıra, beni “Ak Parti'li" gösterip, “o Ak Parti’li, yazdıklarına ve söylediklerin bu gözle bakın” demeye getiriyor..
“Ali Tongülüs Efendi” diye başlık atarak -güya- küçümsüyor, belden aşağı vuruyor, CHP’lilerin gönüllerini hoş tutmaya çalışıyor..
Böylece “seviyesini” de ortaya koymuş oluyor..
Ne diyeyim, Allah zübüklüğünü hiç bozmasın..
…
NOT:
ZÜBÜK sözlüklerde, “kendi çıkarları için her yolu mübah sayan, sözünde durmayan, egoist, palavracı, çıkarcı, dönek ve sinsi kişilere verilen genel bir ad” olarak anlatılıyor..
Yargıtay da, yine bir CHP’linin açtığı davanın ardından 27.05.2014 tarihinde verdiği kararda “zübük” sözcüğünün bir “değer yargısı” olduğuna hükmetmiş..
Yorum sizin..